ABD Merkez Bankasının () geçtiğimiz hafta sonuçlanan eylül toplantısında verilen “şahin” mesajlar sonrası nde güçlenme sürüyor. Fed, yıl sonuna kadar bir faiz artımı daha yapılabileceğinin sinyalini verirken faizlerin beklenenden daha uzun süre yüksek kalabileceğinin de ipuçları alındı. Piyasaların aldığı bu öngörülerle, güçlenirken ABD tahvil faizleri yükseldi; ters korelasyon etkisiyle de fiyatları baskı altına girdi.
ABD dolarının , , , , ve olmak üzere 6 para birimine karşı değerini ölçen dolar endeksi, 106,19 seviyesine kadar yükselerek yaklaşık 10 ayın zirvesini gördü. ve tahvil faizleri, 2007 yılından beri en yüksek seviyelere ulaştı. Altının ons fiyatı ise 1.909 dolara kadar geri çekildi.
Uzmanlar, dolar endeksindeki yükselişin devamını beklerken açıklanacak ekonomik verilerin önemine dikkat çekiyor. Türkiye için değerlendirildiğinde ise döviz kurlarındaki baskının yüksek kalabileceği ve dış kaynak sorunlarının gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Öte yandan Morgan Stanley () analistleri, değerlendirdi. analistleri ise Fed’in faizi bir kez daha artırabileceği beklentileri ve ABD hükümetinin kapanabileceği endişesinin ABD tahvil ihaleleri öncesinde yarattığı tedirginlik nedeni ile getirilerin yükseldiğini ifade ederken dolar endeksinin yükselmeye devam edebileceğinin altını çizdi.
“Fed’in son faiz kararı sonrası karar metninde verdiği mesajlar, piyasalar için hem daha uzun süre yüksek faizlere hazır olmaları gerektiği, hem kasım ayında bir faiz artışının daha halen ihtimal dahilinde olduğu vurgularını içeriyor. Bu yönlendirme, ABD getirilerinin bugün itibarıyla 2 yıl için yüzde 5,13, 10 yıl için ise yüzde 4,52 seviyesine kadar yükselmesini beraberinde getirmiş oldu. ABD getiri eğrisinin yüksek seyrini koruması, doların da diğer para birimleri karşısında güçlü kalmasına neden oluyor; bu paralelde dolar endeksinin de 106 seviyesinin hemen altında güçlü seyrettiği bir süreçten geçiyoruz.
ABD ekonomisinin sıcak seyrini koruması ve Fed’in sıkı duruş vurgusunu sürdürmesi, dolar endeksinde yükselişin devam etmesini beraberinde getirebilecektir. Bu çerçevede eylül ayı ve verileri ile Fed nın öneminin daha da arttığını söyleyebiliriz. Diğer yandan ABD ekonomisinde gözlemlenen bu sıcak seyre rağmen Avrupa ve Çin’de ekonomik aktivitenin son derece yumuşak seyretmesi, uzun süre sürdürülmesi kolay olmayan bir ayrışmaya neden olmakta. Bu ayrışmanın önümüzdeki dönemde küresel büyüme ile ilgili sorunları da Fed’in gündemine sokmasıyla, denklemin biraz daha karmaşık hâle gelmesi mümkün olacak.
Yüksek ABD faizleri, gelişmekte olan ülkeler için fon akımlarının zayıflaması anlamına geleceğinden Türkiye gibi konusunda nispeten daha kırılgan ülkeler için dış kaynak sorunlarını gündeme getirebilecektir. Dolar endeksinin güçlü seyrinin ayrıca Türkiye özelinde üzerindeki baskının yüksek kalmasına neden olmasını da öngörebiliriz.”
“Dolar endeksindeki yükselişte, ABD’nin borçlanmasına ilişkin tahvil getirilerindeki yükselişin etkili olduğu görüşündeyiz.
Piyasalardaki likiditenin çekilmesi ve tahvil getirilerindeki yükselişin devam edeceğini 10 yıllık tahvil getirilerinde yaklaşık yüzde 4,75 seviyelerine ulaşacağını tahmin etmekteyiz. Bu durum dolar cinsi varlıklarda değer kazanımlarına yol açarken, başta altın olmak üzere emtia grubunda baskıya yol açıyor.
İçeride ise, hala rasyonel politikalara dönüş niyetimiz olsa da istenilen noktaya mesafemiz daha var. Dolayısıyla dövizlerde bunun yansımasının sınırlı olduğu görüşündeyiz.”
Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.